Netherfield RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Yıl; 1750. Yeni bir sezon tüm ihtişamıyla başlıyor! Sen daha yerini almadın mı?
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kurgunun Hikayesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Victoria Westmoreland
İngiltere Kraliçesi
İngiltere Kraliçesi
Victoria Westmoreland


Kraliyet : İngiltere
Mesaj Sayısı : 66
Kayıt tarihi : 07/06/12

Kişi sayfası
RP Puanı:
Kurgunun Hikayesi Left_bar_bleue100/100Kurgunun Hikayesi Empty_bar_bleue  (100/100)

Kurgunun Hikayesi Empty
MesajKonu: Kurgunun Hikayesi   Kurgunun Hikayesi Icon_minitimeC.tesi Haz. 09, 2012 7:48 pm

    Salonun en ışıltılı köşesine yerleştirilmiş olan orkestra ağır ağır bu gece kaçıncı olduğuyla kimsenin ilgilenmediği şarkısını çalmaya başlıyor, eğlenceden ve içkiden yorulmamış bedenler pahalı elbiseleriyle, şık topuklarını şaklata şaklata dans etmeye devam ediyor, salonun her tarafından hücum eden parfüm kokuları ter ve sarhoşluğun ekşi kokusunu bastırmakta yine de zorlanıyor, kocaman salonda kocaman mevkilere sahip kocaman insanlar eğleniyor, orkestranın şarkısı ani bir nota vuruş ile hızlanıyor, bu geceki peri masalı tüm hızıyla sürüyordu.

    Müzik etkileyiciydi. Güzel bir kadın gibi, insanın aklını başından alıp götürüyordu. Müzik sürükleyiciydi. Pahalı ve yıllanmış bir şarap gibi, insanı kokusuyla dahi sarhoş edebiliyordu. Müzik zengindi. Şık bir gerdandaki yakut bir kolye gibi bütün salonda parıldıyordu.

    Diğer enstrümanların sustuğu sırada kemanın çıkarttığı şık notalar eşliğinde genç beyler, kollarında güzel hanımları olabildiğince zarif geriye savurdu. Müziğin aniden ritim değiştirmesiyle tekrar geri çekilirlerken sarhoş kıkırdamalar bütün salonu doldurdu. Dans etmek güzeldi. Kollarına geri döneceğini bildiğin bir kadını beklemek gibiydi. Dans etmek güvenliydi. Seni tutacağını bildiğin kollarda rüzgara karşı savrulmak gibiydi. Dans etmek şık, tehlikeli ve etkileyiciydi. İki ayrı bedende bütün olmak gibi.. Sevişmek gibiydi.

    Gece, yetenekli bir ressamın elinden çıkmış, ışıltılı bir tablo misali parıldıyordu. Müzik hızlanmaya başladığında aşıklar hırçınlaştı. Kollarındaki kadınlar hızla uzaklaşıp yakınlaşırken başlar dönüyor, şık topuzlar yavaş yavaş düşüyor, ayaklardaki yorgunluk dansın sona yaklaştığının haberini veriyordu. Son kez bütün ince ve şık bedenler asilce geriye yatırılırken müzik can hıraş bir haykırışla son buluyordu.

    Birden, her şey mükemmellikle devam ederken bir çığlık yükseldi. Nereden geldiği belirsiz çığlığı başkaları takip etti. Kadınlar ayılıp bayılıyor, kaçışmaya çalışıyorlarken sosyetenin beyefendileri ileri atıldılar. Herkes ne olduğunu anlama derdinde balo salonundan dışarı çıktığında görünen manzara şaşırtıcıydı. Gökyüzü simsiyahtı; yavaş yavaş düşen yağmur damlaları gibi. Siyah damlalar yerle buluştuğunda kaybolurken insanlar kaçışmaya başladılar. Bu lanetti, bu kara büyüydü, bu dehşetti.

    Savrulan bedenler arasında yaşlı bir kadının sesi yükseldi. “Bunu o yaptı. O bir cadı,” dedi. Kimi gösterdiği gözükmüyordu. İnsanlar o kadar kalabalıktı ki göz gözü görmüyordu. Bir başkası çıktı, bambaşka birini işaret etti. Bütün parmaklar birbirlerini gösterirken ev sahibi yavaşça balkona çıktı. Gözlerinin önünden kayıp giden siyah damlalar içini ürpertiyor olsa dahi sükûnetini bozmadan kalabalığa seslendi. Hiç kimse onu duymadı. Can derdine düşmüş olan sosyete hiç olmadığı kadar dağınıktı. “O cadıyı bulana 100 altın vereceğim!” Sessizlik... Ölümcül sessizliğin yerini fısıldaşmalar, ardından yeni haykırışlar kapladı. “Bütün bunlar durduğunda... Sosyete bu lanetten kurtulduğunda, bunu eğer her kim durdurursa onu zengin edeceğim,” dedi buz gibi bir ses tonuyla.

    Salonun bir köşesinde sırtını duvara yaslamış, suratında ifadesizce korku dolu kalabalığı inceleyen kişi ise içten içe bir alayla ev sahibini süzdü. Onu asla bulamayacaklardı, asla bu olanları durduramayacaklardı... Ta ki, intikam günü gelene kadar. Ona yapılanların cezasını ödetecekti tüm sosyeteye. Gerekirse üç krallıktaki her adamı öldürmesi, herkesi lanetlemesi gerekirse bile bunu yapacaktı. Yavaşça doğruldu. Kalabalığa karışıp uzaklaşırken kahkahalarını içine sakladı. Gün intikam günüydü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://netherfieldrpg.yetkin-forum.com
 
Kurgunun Hikayesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Netherfield RPG :: Karakter Tanımlama :: Site Kurgusu :: Ana Kurgu-
Buraya geçin: