Netherfield RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Yıl; 1750. Yeni bir sezon tüm ihtişamıyla başlıyor! Sen daha yerini almadın mı?
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Zayn O'Brian

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Zayn O'Brien




Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 16/06/12

Kişi sayfası
RP Puanı:
Zayn O'Brian Left_bar_bleue83/100Zayn O'Brian Empty_bar_bleue  (83/100)

Zayn O'Brian Empty
MesajKonu: Zayn O'Brian   Zayn O'Brian Icon_minitimeC.tesi Haz. 16, 2012 6:32 pm

"İyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, Jasper."diyorum, aramızdaki tuhaf çekim gücünden düşüncelerimi göndereceğimi umarak."Michelka, bu huyundan vazgeçmelisin,"diyip kıkırdıyor. İçindeki korkuyla karışık gülünç hisler, aramızdaki bağdan bana ulaşıyor. "Seninde korktuğunu biliyorum,"Azda olsa dudağımın kenarını oynatıp, sırıtıyormuş gibi görünmek istiyorum. "Jasper Mochislia hiçbir şeyden korkmaz, Ella."Bu bilmiş tavırlarını alt etmek için, Jasper'a karşı yapabileceğiniz tek şey, küçüklük anılarını anlatmaktır. Onu sadece böyle yenebilirsiniz. Beniyse sanırım Ella ismini söylemeniz yeterli. Planını aylardır kurduğumuz, mâlikâneye yaklaşıyoruz. Bahçesi, tanıdık bir koku. Odun kokusu. Islak odun. Kokuyu içime çekiyorum. Jasper'ın küçüklüğüne dair hatırladığı tek şey, kendi egoları. Benimse, bu tanıdık koku işte. Mâlikânenin önünde yoğun bir sisle karşılaşıyoruz. Burası fotoğrafta göründüğünden daha büyük. Daha ürkütücü "Sana katılıyor olabilirim,"diyor Jass."Küçüklük anılarını anlatmama gerek kalmadı," diyorum kendimce vızıldanarak. Küçüklüğümü hatırlatan bahçeyi geçtikten sonra kapıya varıyoruz. Çalmaya çekiniyorum."Bayanlar önden," diyor Jasper. Bu güne kadar ki yapmadığı bir şeyi gözlüyorum onda, kibarlık.


Aldırış etmeden çalıyorum kapıyı. Büyük tokmak paslı. İçimden geçenleri duyup, alınmış gibi görevini yerine getiriyor. Kapıya 3 kere vurmayı hedefliyorum. 1,2 ve 3. Aylardır planladığımız şeyleri umarım unutmayız. Çünkü bu ev, ikimizide korkutuyor. Aramızdaki psişik bağdan Jass'i anlıyorum. Benim için endişeleniyor."Arkamda dur, Michelka." diyor.

"Ah, saçmalama Jasper. Bunun planını uzun zamandır kuruyoruz," Bileğimden tutuyor. İkinci kez Jasper kibarlığıyla tanıştırıyorum kendimi. Yoksa şöyle mi demeliydim, Jasper savunması? Düşüncelerimle boğuşurken kapı hala açılmıyor. Merakla bekliyoruz, Jass ile. İçeriden nasıl biri çıkıcak, acaba. Düşüncelerimiz aramızda gidip geliyor. Aralarından, Jasper'ın yaşlı, kısa boylu ve arkasında neşter taşıyan bir hizmetçi beklediği tezine varıyorum."Komiksin, Jass."diyorum. Tezi yasa olamaz, olmamalı. İkimizde birbirimize bakarken tuhaf bir şey seziyorum, içimde. Tanıdık bahçeden başka bir koku daha geliyor. Gözlerim kapanıyor. Kokunun kaynağını bulmaya çalışıyorum. Oldukça keskin. Kırmızı. Ama beklemiş, eski. Niteleyecek sıfatlar arıyorum, böylece Jasper'a ne hissettiğimi anlatabilirim. Çünkü böyle durumlarda, kelimeleri ard arda getiremiyorum. Kurbağa lavraları, ördekler, girişte tasmasında Lullicianne yazan köpek... Hayır, bunlar değil. Bacadan çıkan duman, meyve satan küçük kız, gelirken gördüğüm çöpleri karıştıran çoçuğun giysileri mi yoksa? Ah, hayır. Lanet olsun, bunlar da değil. Jasper'ın kuvvetli sarsışlarıyla kendime geliyorum. "Mich, kendine gel! Beni korkutuyorsun! " Gözlerimi açıyorum, yaşadığıma dair bir tepki vermem lâzım. "Jass kötü bir şeyler oluyor, korkuyorum,"diyorum. Şoktayım âdeta. "Hey, buradayım Michelka."diyip sarılıyor bana. İlk defa böyle bir hissi tadıyorum. Bir kokuyu tanıyamıyorum. Jass bana elâ gözlerimden damlaların süzüldüğünü hissettiriyor. Narince siliyor."Jasper, annemin dediği-"sözümü kesiyor;"Hayır,"Aldırış etmeden 1834 yılına gidiyorum. Bir kasım sabahına. Küçük bir anı yolculuğu için. Annemi görüyorum. Uzun boylu,sağlam yapılı bir kadın. Esmer tenli, siyah saçlı, iri gözlü bir güzel. Yüz hatlarını gölgeleyen gizem dağıldığı anlarda çevresine yoğun bir güzellik yayan bir tanrıça âdeta. Anneme dâir hatırladığım keskin noktalar buruk bir bilme anı gibi beliriveriyor gözlerimin önünde. Yersiz, taşkın bir neşeye kapılıp şarkı söyleyen annem. Aynanın başında saatlerce tıpkı bir porselen bebek gibi duran annem. Saçlarını tararken kendince bir şarkı mırıldanan annem. Bana bıraktığı satırları okurken ağladığım insan. Annem. O, hayatın anlamsız olduğunu öğreten tek kişi bana. Jasper yine düşüncelerimde boğulmaktan son anda kurtarıyor beni. Kaslı kollarının kemiklerimi ağrıttığını hissedebiliyordum, ama bu kokuyu ayırt edemememin yanında solda sıfır kalıcak bir şey. "Tamam Jass, iyiyim." diyorum. Kaslı kolları bu sefer sarı saçlarının üzerinde. Bu, Jasper endişeliği demek. Dersimi iyi çalışmışım. "Endişelenme," diyorum."Dersini iyi mi çalıştın?"diyor. Espriyi kaldırıcak hali yok."Hadi Jasper, şu işi bitirelim."diyorum. Planladığımız şeyleri yapmaya hazırım. Diğerlerinden ayırt edemediğim bir koku beni bu kadar hırpalayacak nitelikte olmamalı. Birazdan o eve girip, masum insanları kandıracağız. Vicdanım sızlamamalı ve üzülmemeliyim. Korkmak da bana göre değil ayrıca.



"Bu bizim işimiz,"diyorum sessizce."Pekâlâ." Jasper'ın söylediği tek kelime bu oluyor, son 5 dakika içinde. Eski dostumuz tokmağa geri dönüyoruz. Bizi görmekten memnun değilmiş gibi. Bu sefer hedeflediğim rakamları Jasper hedefliyor. Yine 1,2 ve 3. İlk çaldığımızda bizi duymamış olmalılar. Jasper elimden tutuyor ve kulağıma bir şeyler fısıldıyor. "Michelka, seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?" diyor. Yaptığımızla söylediklerinin orantılı olmadığını düşünüyorum bir an. Ben izin vermediğim sürece Jasper'la bağlantı kuramayız, onun için kafamda kurduğum cümleyi duyamıyor. "Bende Jasper..." diyorum.. Küçük bir yalan söylemek zorunda kaldığım için üzgünüm, Jass. Kapı, sonunda açılıyor. İçerisi tahmin ettiğim gibi değil. Etrafın simsiyah ve toplama eşyalarla dolu olduğunu zannediyordum. Simsiyah kısmı doğru. Bu tezim de haklıyım. Toplama eşyalar konusunda ise, yanılmış olabilirim. Salonun iki tarafından çıkan merdivenleri seçmeye çalışıyorum, bizi karşılayan kadının arkasından. Büyük avize dikkatimi çekiyor. Oldukça ihtişamlı. Kadın kısa bir süre sonra konuşmaya başlıyor,"Mcadams Mâlikanesi, buyrun." diyor. Kadının hastalıklı elleri, bize içeri girmemiz için işaret ediyor. Tanımadığı birilerini eve alması garip. Jasper söze başlıyor,"Bayan, yolumuzu kaybettik." diyor. Üstümüzdekilerden kadının bu kanıya varması hiçte zor değil. Bu da oyunun bir parçası. Kadının gözlerine bakıyorum. Şuana kadar hiç görmediğim bir renk. Turkuaz değil. Ördek başı yeşili? Hayır, olamaz. Gözleri, bakanları içine düşürüyor. Yada kilitliyor demeliyim. Kadın ağır ağır konuşmaya başlıyor kısa bir süreden sonra. Sanki ne söyleyeceği önceden planlanmış gibi. "Bayan Mcadams ile sizi tanıştırmalıyım." diyor.Kadın o sırada bana bakıyor. Bakışları oldukça tuhaf. Beklentilerini karşılayamıyormuş gibi hissediyorum kendimi. Yada şöyle hissediyorum; suçlu. Bu ev, Rockwood'un hatta Tennessee'nin en varlıklı ailesinin kaldığı bir ev. Buraya boşuna gönderilmedik, tabi ki. Jasper'la olan binlerce soygunumuzun ardından sıra burada. Bu bizim en büyük işimiz olmalı, diye geçiriyorum aklımdan. Kadını takip ediyoruz. Mcadams Mâlikânesi'nin içini daha önce hiç görmemiştim. Bunun için dışarıdan oldukça ihtişamlı, ama içeride normal eşyalar bekliyordum. Burası, olağanüstü bir ev. Yıllardır içinde yaşandığına inanılmamasına rağmen önümüzde yürüyen kadın bu evde yaşam olduğunun tek kanıtı. Evin içini de saymazsak tabi ki. Kadın, gaz lambasıyla önünü aydınlatıyor. Bizde istemsiz bir şekilde onu takip ediyoruz. Alttan gelen sesler var. Gıcırdayan tahtalar. Bu evde başka bir koku daha seziyorum. Acı, ölüm, miras ve Bayan Baulario. Eskimiş bir şekilde kokuyor. Sanki birikmiş ve atılmayı bekleyen bir çöp gibi. Bir atık gibi. Önümüzdeki kadın farklı dilde bir şeyler söylüyor, sâhibine. Jasper'ın varlığını şimdi hissedebiliyorum, bana düşünceler yolluyor."Anlayabiliyor musun?" diyor."Hayır,"anlamında başımı sallıyorum. Baulario Mcadams yerinden kalkıyor. Yanımıza yaklaşıyor. Jasper için sanıyorum. Ama Baulario, bana bakıyor. Gözlerinde yine o garip enerji var, hizmetçisinde olduğu gibi. Jasper, korkuyor. "Bayan, yolumuzu kaybettik. Bu geceyi burada geçirebilir miyiz?"diyor masumca. Bana gelen sinyaller masum Jasper ile çakışıyor. Kadın Jasper'a dönmüyor. Gözü hâlâ benim üzerimde. Bakışlarımı yere düşürüyorum. Sanki ne dediyse yapmaya hazırmışım gibi. "Tabi ki çocuklar." diyor. Sesi genç. Bir süre sonra yine gaz lambasıyla oluşan ışığa dönüyoruz. Bizi kalıcağımız odaya götürüyor. Arkamızı dönüp, sarı ışığı takip ederken yaşlı bir cadının kahkahalarına benzeyen bir ses kulaklarımda yankılanıyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Krystof Bartoloměj
Bassett Kontu
Bassett Kontu
Krystof Bartoloměj


Kraliyet : İngiltere
Mesaj Sayısı : 6
Kayıt tarihi : 08/06/12

Zayn O'Brian Empty
MesajKonu: Geri: Zayn O'Brian   Zayn O'Brian Icon_minitimePtsi Haz. 18, 2012 4:10 pm

# Betimleme: 25/30
# Akıcılık: 9/10
# Yazım Kurallarına Uyum: 6/10
# Sayfa Düzeni: 10/10
# Renklendirme: 5/5
# Kurgu: 20/25
# Uzunluk: 8/10

[ Toplam: 83 ]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Zayn O'Brian
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Netherfield RPG :: Karakter Tanımlama :: Seçim Panosu :: RP Puanı Belirleme-
Buraya geçin: