Netherfield RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Yıl; 1750. Yeni bir sezon tüm ihtişamıyla başlıyor! Sen daha yerini almadın mı?
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Draken

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Draken
Suikastçı
Suikastçı
Draken


Kraliyet : Birlik'ti, yıllar önce.
Mesaj Sayısı : 32
Kayıt tarihi : 11/06/12

Kişi sayfası
RP Puanı:
Draken Left_bar_bleue97/100Draken Empty_bar_bleue  (97/100)

Draken Empty
MesajKonu: Draken   Draken Icon_minitimePtsi Haz. 11, 2012 10:42 pm

    Ağzında biriken kan tadını yok etmek istiyordu, genç büyücü. Dudaklarını birkaç kez, şiddetli bir şekilde ısırırsa böyle olacağını biliyordu zaten ama bunu yapmaktan da alıkoyamadı kendisini. Dudaklarının acısının kafasını toplamasına, doğru düzgün düşünmesine yardımcı olacağını biliyordu. Dilinin üzerinde dağılan iğrenç metalimsi tat iyice şiddetlenmişti. Neyse ki kanın pıhtılaşması fazla uzun sürmezdi, dudaklarıyla uğraşmayı bırakırsa tabii. Aynadaki yansımasında yarılmış olan dudağını yokladı ilk önce. Fazla bir hasar yoktu görünürde. Dudağının belli bir bölgesi normalde olduğundan daha kırmızı gözüküyordu. Tabii bu, hem ısırmış olmasının hem de akan kanın etkisiydi. Elindeki kağıt parçasını sinirle buruşturduğunu fark etti. Ne kadar istese de kağıda bir zarar veremezdi zaten, bunu yapacak gücü bulamıyordu kendisinde. İçindekiler çok değerli olsa da nefret duygusu, özlemi bastırıyordu bir şekilde. Avucunun içinde normalde olduğu şekilden uzaktan yakından alakası olmayan bir şekle giren ince parşömen parçasını pantolonunun cebine sıkıştırdı. Kendini ilk bulduğu yer olan erkekler tuvaletinden hızlı adımlarla dışarı çıktıktan sonra kendisini güvende hissedebildiği tek yere yürümeye başladı hızlı adımlarla. Kafası hala karmakarışık olsa da yolu bulabileceğini biliyordu. Merdivenleri çıkarken sadece önündeki basamağı görüyor, diğer her şey bulanık şekillerde geçip gidiyordu. Balık Etli Kadın’ın portresinin önüne geldiğinde bir anlığına öylece bekledi, kadının söylenmesini duymazdan gelerek. Buğulanmış olan bakışlarını kadının boyadan oluşan gözlerine dikip yeni değiştirdiği parolayı söyledi. Geçit görevi gören portre savrularak yana açıldıktan sonra kendisini karşılayan sıcak hava biraz da olsa rahatlamasını sağlamıştı. Ortak Salon’a açılan geçitten geçtikten sonra harıl harıl yanmakta olan şömine selamladı Gwindor’u. Tamamen boş olan salonda tek ses kaynağı şöminede çatırdayan odun parçalarıydı. Duvarları ve sütunları süsleyen kırmızı tonlarındaki afişler, posterler ve sloganların arasında şöminenin karşısına hilal biçiminde yerleştirilmiş koltuklar oldukça sade görünüyorlardı şimdi.

    Duvar tarafındaki tekli koltuğa bıraktı bedenini. Yumuşak koltuğun içine gömülürken ayaklarını da önündeki ufak tabureye uzatıp üst üste koydu. Ellerini kucağında birleştirip gözlerini şömineye dikti. Alevler tahta parçalarını nasıl yiyip bitiriyorsa kafasının içinde dönüp dolaşan düşünceler de Gwindor’u oturduğu yerde yiyordu, içten içe. Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini sımsıkı kapattı. Bir şey görmezse, bazı şeyleri de unutacaktı belki de. Ama öyle olmadı. Zihnini saçma sapan anılardan ne kadar arındırmak isterse o kadar çok şeyle doluyordu. Mektupta yazanlar gözlerinin önünde canlanıyor, babasının yaptığını yazdığı şeyler bir bir gözlerinin önünden geçiyordu. O adama karşı her zaman duymuş olduğu nefret şimdi kat be kat artmıştı. Sinirle ayaklarının altında duran tabureyi tekmeledi. Tabure duvara çarptıktan sonra köşede bir yerlere kaçmıştı. Bir şeyleri kırmak, parçalamak istiyordu. Öyle yapmış olsa bile içindeki nefret bir türlü bitmeyecekti ki. Belli ki çıkıp süpürgesini kapmalı ve ormanın üzerinde son sürat birkaç tur atmalıydı. Yüzüne çarpacak sert rüzgar, kendisine gelmesini ve bu sinirinin geçmesini sağlayabilirdi. Suratını bile doğru düzgün hatırlamadığı bir adam ve çok “sevgili” ağabeyi, bilmem kaç yıl öncesinden ona emirler veriyor ve Gwindor’un da onu yapmasını bekliyorlardı. Sıradan bir kukla olmaya niyeti yoktu Gwindor’un.

    Yatakhanelere çıkan merdivenlerde ayak sesleri duyduğunda suratındaki o nefret kusan ifadeyi sildikten sonra üstündekilerin düzgünlüğünü kontrol etti. Bir başkan olarak her zaman birilerine örnek olması gerekiyordu tabii. Merdivenlerden inenin kendisine selam verip defolup gitmesini temenni ediyordu sadece. Kimseyle konuşacak havada değildi açıkçası. Birilerine laf anlatması gerekirse büyük ihtimalle kalp kıracağını biliyordu ve bu da en son isteyeceği şeydi. Gözlerini duvara dikip koltuğun içinde iyice kayboldu. Beyninin içinde bir yandan alarmlar çalarken bir yandan da bedenine garip bir rahatlama hissi yayılıyordu. Sinirden gerilen kasları gevşemişti. Daha sonra da o kokuyu aldı. Kendini bildi bileli onunlaydı ve bu koku da onu hiç olmadığı kadar hayata döndürüyordu. Nienna, koltukta boş kalan ufacık yere oturup bacaklarını Gwindor’un bacaklarının üstüne koyduğunda hafifçe irkildi, genç büyücü. Babasını unutması gerektiğini biliyordu, kız kardeşine de babası hakkında umut vermek istemiyordu. Onun kalbinin kırılması, kendisinin hiç istemediği şeyler yapmasına neden olurdu. Bu hayatta sevdiği tek şey şu anda boynuna sarılmış olan bu canlıydı, belki de. Elini hafifçe kızın beline koyduktan sonra kızı kendisine doğru çekti. Yanında olmasından her zaman memnundu. Bazı şeyleri kelimelere dökmeden de anlayabiliyor oluşu ve karşılıksız bir şekilde duyduğu sevgi, Gwindor’un içine mutluluk salan şeylerdi.

    Geçidi kapatan portre geriye doğru savrulduktan sonra ikili, önde; gidecekleri yere doğru Gwindor’u sürükleyen Nienna ve arkada; nereye gittiklerini bilmeyen Gwindor olmak üzere merdivenleri hızla inmeye başladılar. Bu hız, uçarken olduğu gibi olmasa da ciğerlerine iyi gelmişti ama en büyük etken de kız kardeşiydi. Merdivenleri geçip büyük giriş kapısından çıktıktan sonra Kara Göl’ün kenarına kadar koştular. Suratına çarpan serin hava bir anlığına ürpermesine neden olmuştu. Kollarının üstündeki tüylerin hepsi bir anda ayağa kalkmıştı. Çıkmadan önce en azından cübbesini almış olmayı diliyordu. Az da olsa nefes nefese kalmıştı genç büyücü. Büyük ihtimalle daha fazla antrenman yapması gerektiği anlamına geliyordu bu. Nienna’nın peşinden göl kenarına kadar geldi. Etraflarına irili ufaklı kaya parçaları vardı. Bazıları, sanki insanlar gelip üstlerine otursunlar diye birileri tarafından oyulmuş gibi görünüyordu. Kız kardeşinin dokunuşundan kurtulmak istemese de yürüyüp en yakındaki kaya parçasını üstüne oturdu. Şuraya gelene kadar aklından uçup gitmiş olan bütün düşünceler bir anda akın akın üzerine geliyordu. Gözlerini Nienna’nın gözlerine dikip bir süre öylece bekledi. Neyi, nasıl anlatması gerektiğini bilmiyordu. Ona umut vermemeli ama her şeyi de anlatmalıydı. Ondan gizli hiçbir şey yoktu zaten.

    “Bugün… Garip bir şey oldu.” Derin bir nefes aldıktan sonra olayların başladığı noktayı gözlerinin önüne getirdi. Merdivenleri çıkarken hissettiği özlem, nefret ve güç ihtiyacı, sınırsız bir dünyanın kapısını getirmişti önüne. Diğerlerinden duyduğu İhtiyaç Odası artık önündeydi. İçerisi rutubet kokuyordu ve her yer toz kaplıydı. Eski ve yırtık pırtık kitapların arasında sanki üzerine ışık tutulmuş gibi görünen bir zarf vardı ve üzerinde kendi soyadı yazılmıştı. “Bir zarf buldum, bir mektup. Benim adıma yazılmıştı.” Aslında ilk başta Finn’e yazılmıştı ama o da doğrudan kendisine iletmişti görevi. Yani Finn de zamanında Gwindor’un hissettiklerini hissetmiş, bunlara ihtiyaç duymuştu. Yoksa nasıl babasının yazdığı mektubu bulacaktı ki?


    *Umay ben, bu Gwindor da başka bir sitede karakterim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raymond Westmoreland
İngiltere Kralı
İngiltere Kralı
Raymond Westmoreland


Kraliyet : İngiltere
Mesaj Sayısı : 105
Kayıt tarihi : 07/06/12

Kişi sayfası
RP Puanı:
Draken Left_bar_bleue100/100Draken Empty_bar_bleue  (100/100)

Draken Empty
MesajKonu: Geri: Draken   Draken Icon_minitimeSalı Haz. 12, 2012 8:48 am

# Betimleme: 29/30
# Akıcılık: 10/10
# Yazım Kurallarına Uyum: 10/10
# Sayfa Düzeni: 10/10
# Renklendirme: 5/5
# Kurgu: 23/25
# Uzunluk: 10/10
[ Toplam: 97 ]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Draken
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Draken

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Netherfield RPG :: Karakter Tanımlama :: Seçim Panosu :: RP Puanı Belirleme-
Buraya geçin: